6 Aralık 2014 Cumartesi

Kulağı tehdit eden sesler


Kulağı tehdit eden sesler



Kalıcı işitme kaybının en sık nedeni gürültüdür.

Metal ve ağaç işçileri, gemi, uçak, otomobil sanayi çalışanları, iş makinelerini kullananlar, havaalanı çalışanları gibi birçok iş kolunda uzun süreli yoğun gürültüye maruz kalınmaktadır.

Teknolojinin baş döndürücü gelişmeler gösterdiği günümüzde, yaşam alanlarının iç içe girmesi, yoğun kent trafiği, iş makineleri, gece kulüpleri, diskolar, konserler, walkmanlar, ev sinema ve ses sistemleri sayesinde gürültü sadece bu meslek kollarında çalışanların ötesinde hepimizi ilgilendiren toplum ve çevre sağlığı sorunu haline gelmiştir.

Sesin şiddeti doğrudan kulak zarına ulaşan mekanik basınçla ilişkilidir ve desibel (dB) (ses şiddeti ölçüm birimi) olarak ölçülür. Kulağımız 0-140 dB arası sesleri algılar. 140 dB kulakta ağrı, kulak zarında yırtılma gibi etkiler yapar. Gürültüye bağlı işitme kaybı 90 desibel üzerindeki şiddette ses gürültüsüne maruz kalma sonucunda ortaya çıkabilmektedir.

Gürültü kaynakları ve ses düzeyleri:
Uçak 150 dB
Tüfek 140 dB
Rock konseri 110 dB
Sinema 90 dB
Yoğun trafik 80 dB
Normal konuşma 60 dB
Gece kulüplerinde yüksek sesle müzik dinlerken dikkat!

Etkilenmenin boyutu, gürültüye maruz kalma süresi, gürültünün frekansı, şiddeti, kesikli ya da sabit olması ile doğrudan ilişkilidir. Gürültü maruziyeti sonucunda işitme sisteminde başlıca üç etki görülür: Akustik travma ve geçici eşik kaymasında işitme kaybı ve çınlama geri dönüşümlü iken kalıcı eşik kaymasında ise maalesef işitme kaybı kalıcı olmaktadır. Gürültülü ortamda bulunan biri, eğer işitmede azlık, çınlama gibi bir rahatsızlık fark ederse derhal o ortamdan uzaklaşmalı ve kulağını ve işitme sinirini bu travmadan korumalıdır. Eğer gürültü yeterli şiddet ve sürede etkilememişse işitme eşiğindeki değişim saatler boyunca giderek normale dönmektedir.  Gürültü düzeyi arttıkça oluşan işitme kaybı ve buna bağlı olarak iyileşme süresi de uzamaktadır. Kalıcı eşik kaymasında iç kulak hücreleri harap olmakta ve işitme kaybı kalıcı hale gelmektedir. Gürültü ile oluşan işitme kayıpları genellikle yüksek seslerde oluşur ve her iki kulağı etkilemektedir. İlk işitme kaybı  4 kHz frekansında izlenir ve daha sonra konuşma frekanslarını etkilemeye başlar.
Diskolar ve gece kulüpleri gibi eğlence yerlerinde aralıklı ve ani gürültüye maruz kalan kişide kulaklarda işitme kaybı, çınlamaya ek olarak ortaya çıkan ani adrenalin deşarjı kalp hızını, solunum sayısını ve tansiyonu artırmakta, dikkat azalması, uyku düzeninde bozulmalara neden olabilmektedir.

Müzikçaların sesini başkası duymamalı


Toplu taşıma aracında veya sokakta yanınızdan geçmekte olan walkmanlı birinden müzik sesi size kadar ulaşıyorsa, o müziğin ruha gıda vermediği, ancak iç kulak yapılarına ve işitme siniri ve hücrelerine aktif olarak zarar vermekte olduğu bilinmelidir. Bu nedenle müzikçalarınız, TV, radyo gibi sesler size keyif verirken gürültü kaynağı olma özelliği taşımamalıdır. 19 yaşında üniversite 1. sınıfa gitmekte olan bir hastam otomobilinde süper bir ses sistemine sahip olduğunu ve müziği çok yüksek sesle dinlediğini gururla söylemiş, yapılan işitme testlerinde ise maalesef 30 dB düzeyinde kalıcı işitme kaybı saptanmıştı.

İşitme kaybına karşı erken önlem alın

Ani yüksek sese maruz kalanlar veya uzun süreli gürültülü ortamlarda bulunanlarda olası işitme kayıplarının erken teşhisi için KBB Uzmanına başvurup, muayeneleri yapılmalı ve işitme testleriyle gürültünün olası etkileri ortaya konmalıdır. Akustik travmaya bağlı gelişen ani işitme kayıplarında kortizon tedavisi başta olmak üzere birçok tedavi seçeneği olup, bu tedavilerle maalesef yüksek başarılara ulaşılamamaktadır.
 Bu nedenle gürültü limit değerlerine dikkatle uyulmalı, etkin denetim ve kontroller yapılmalı, okullarda ve işyerlerinde gürültü konusunda sağlık eğitimi çalışmalarına yer verilerek bu konuda toplumsal duyarlılık oluşturulmalı ve bu yolla gürültüden korunma sağlanmalıdır.
İşyerlerindeki 8 saatlik bir çalışma periyodu boyunca maruz kalınan gürültü düzeyi 85 desibel ve üzerinde ise işitmenin korunmasına yönelik önlemler alınmalı, gürültüden koruyucu kulaklıklar kullanılmalıdır.
Gürültüye bağlı kalıcı işitme kaybı gelişen hastaların ilaçla tedavisinin mümkün olmadığını hatırlatır ve her türlü gürültüden korunmanın gereğini önemle vurgularım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder