11 Ekim 2011 Salı

BALIK YİYİN SAĞLIKLI OLUN



BALIK YİYİN SAĞLIKLI OLUN
Balık mevsimi açıldı. Sağlığını düşünenlerin bu eşsiz besin maddesinden (fazla abartmadan) faydalanmasında büyük fayda var. Haftada iki gün deniz balığı yiyenlerin kalp krizi riskinin % 30 azaldığı gösterilmiştir. Haftada bir balık yiyenlerle ayda birden az balık yiyenler kıyaslandığı bir başka çalışmada çok balık yiyenlerin kalp krizi riskinin % 50 azaldığı gösterilmiştir. Enfarktüs geçirdikten sonra balık yemeye başlayan erkeklerde ölüm oranı % 29 azalıyor.

Hayat suyun yanında başladı ve milyonlarca yıl suyun yanında devam etti. Bizim develer gibi litrelerce su içip günlerce susuz kalabilme ya da çöl antilopları gibi suyu bitkilerden alma becerimiz yok bu yüzden nehir ve göl gibi su kaynaklarına yakın yerlerde yaşadık, başta balık olmak üzere, yengeç, salyangoz ve kabuklu tatlı su hayvanları ile beslendik. Angola’da, bir milyon yıl önce taşla eklemlerine ayrıldığı düşünülen deniz hayvanlarına ait iskeletler, Cro-magnon insanların konaklama yerlerinde kemikten yapılmış olta kancaları bulunmuştur. Ürdün’de Galilee Denizinin yakınlarında bulunan kalıntılar 19 bin yıl önce yaşayan insanların bol miktarda balık yediğini gösteriyor.İnsanın genetik yapısına uygunluk açısından balığın diğer hayvansal protein kaynaklarına göre ayrıcalıkla bir yeri vardır.
Balıktan bahsederken denizlerde serbest olarak yaşayan, sağlığımız için yararlı “deniz balığı” ile kafeslerde yaşayan “çiftlik balıklarını” birbirinden ayırmamız gerekiyor. Denizde özgür yaşayan balıklar, Omega 3 yağ asitleri, EPA ve DHEA açısınndan daha zengindir. Ayrıca bol miktarda A ve D vitamini, çinko, selenyum, iyot ihtiva ederler.
Denizde serbest yaşayan balıklar Omega-3’ü deniz tabanındaki yosunları yiyerek alırlar. Faydalı yağ asitleri vücudumuzda oluşan ve adına “inflamasyon” dediğimiz mikropsuz iltihabı engeller. Kafeslerde tutulan çiftlik balıklarında (yosun yemedikleri, mısır bazlı suni yemlerle beslendikleri için) Omega-3 seviyesi düşük, doymuş yağ, omega-6 ve arachidonic acid (AA) miktarları yüksektir. Arachidonic acid, fazla miktarlarda alındığında inflamasyonu kamçılar, hızlı yaşlanmaya neden olur. Çiftlik somon balığının bir porsiyonundaki 1.300 mg arachidonic acid vardır ki bu miktar bir günde almanız gereken maksimum değerin yaklaşık on katıdır. Buna karşılık doğal sularda yetişen ve deniz yosunuyla beslenen Chinook somonunun 110 gramında sadece 175 mg AA vardır.
Bazı restoranlarda sadece çiftlik balığı bulunuyor o zaman ne yapalım?
Yılda bir kaç kez çiflik balığı yemekle bir şey olmaz ama her hafta çiftlik balığı yerseniz sağlığınız için iyi değildir. Özellikle kalp damar hastalığı olanların, kalp krizi geçirenlerin, alerjik yapısı olanların, astım hastalarının, artrit hastalarının ve felç geçirenlerin çiftlik balığına dikkat etmesi gerekir.
Çiftlik balıkları arasında bir fark var mı?
Tüm dünyada, ucuz olması ve kokusunun hafif olması nedeniyle en çok üretimi yapılan balık çupra, ikincisi de somon balığıdır. Çupranın zararlı arachidonic acid seviyesi daha yüksektir.

Balık mevsimi başlıyor, istediğimiz kadar balık yiyebilir miyiz?
Bazı hastalarım “Doktor Bey, madem bu kadar faydalı o zaman her gün balık yiyelim” diyorlar. Onlara bunun doğru olmayacağını söylüyorum. Denizlerimizdeki kirlilik, balıkların ağır metallerle (civa, bakır) zehirlenmesine neden oluyor. Fazla miktarda balık tüketmek ağır metal riskini artırır. American Tıp Birliği balığın yararlarının kirlilik nedeniyle maruz kalacağımız zararın üzerinde olduğunu vurgulayarak haftada iki kez balık yenmesini önermektedir. Ton balığı, köpek balığı, kılıç balığı, levrek gibi büyük balıklar küçük balıkları yedikleri için daha çok civa içerirler. Bu balıkları yemekten kaçının. Civa dışında ikinci bir toksik madde dioxin’dir. Pişirmeden önce balığın derisini soyarak dioxinden kurtulabilirsiniz, ya da piştikten sonra derisini yemeyin. Çocukların ve hamile kadınların haftada birden fazla balık yemelerinin doğru olmadığını düşünüyorum.
Balığı nasıl yiyelim?
Kesinlikle ızgara veya buğlama şeklinde yemek gerekiyor. Yağda kızartırsanız yağdaki yüksek Omega-6, balıktaki Omega-3’e baskın çıkar ve faydadan çok zarar görürsünüz. Menapozdaki kadınlarda yapılan bir çalışma haftada bir kez yağda kızartma balık yemenin kalp yetmezliği riskini % 48 artırdığını göstermiştir.
Konserve balık için ne diyorsunuz?
Balığın konserve haline getirilmesi bazı özelliklerini yitirmesine neden olur. Yüksek ısıda pişirilen balık daha sonra tuz, bitkisel yağ ve su içine yatırılır. Konserveleme işlemi A vitamininin % 99’unun, B1 vitamininin % 97’sinin, B 6 vitamininin % 59’unun kaybolmasına, damarlarımız için zararlı olan okside kolesterol yüzdesinin ise artmasına neden olur. Bu yüzden mümkünse taze balık yemeye çalışın, konserce balık yiyecekseniz mutlaka diyet olanları (yağın içine yatırılmayanları) tercih edin.
Balığı iyi pişirin
Barsak enfeksiyonu, gastroenterit geçiren hastalarım en çok bayat tavuk ve balıktan zehirleniyorlar. Balıklar kirli sulardan avlanıyorlarsa mikrop taşır, ayrıca nematod adını verdiğimiz parazitleri ihtiva edebilirler. Hem mikroplardan hem parazitlerden kurtulmanın en iyi yolu balığı iyi pişirmektir. Özellikle donmuş balıklarda soğuk zincire dikkat edilmemesi enfeksiyonlara neden olabilir.
Balık yemeyenler?
Bazı insanlar, balığın en bol ve ucuz olduğu mevsimlerde bile tadı, kokusu hoşlarına gitmediği için balık yemiyorlar. Bunun nedeni küçük yaşlardan itibaren balık yemeye alıştırılmamış olmalarıdır. Çocuklarının sağlıklı olmasını, zihinsel yönden iyi gelişmesini isteyen anne babalar bu konuya önem vermeli, küçük yaşlardan itibaren çocuklarını balık yemeye alıştırmalıdır. Balıktan hoşlanmıyorum diyenlere ısrarla denemeye devam etmelerini tavsiye ediyorum, bir süre sonra balığın tadı hoşlarına gidecektir.
Taze balık bulamayan veya ekonomik nedenlerle balık yiyemeyenler balıktaki yararlı Omega-3’ü keten tohumundan ve semizotundan alabilirler. Keten tohumu tüm aktarlarda vardır. Aldıktan sonra blender de bir kez kabaca çevirin, iyice un haline getirmeniz doğru olmaz. Bir tatlı kaşığında 1500 mg Omega-3 vardır, balık yemeyenlerin günde iki tatlı kaşığı keten tohumu yemesi iyi olur. Kolay ulaşılan ve çok ucuz Omega-3 kaynaklarından birisi de semizotudur. Çok arsız bir ottur, her yerde, her iklimde yetişir. Bir iki metrekarelik bir bahçeniz varsa kendi semizotunuzu yetiştirin. Salatanıza ilave edebilir, üzerine yoğurt dökerek yiyebilirsiniz. 100 gram semizotunda 400 mgr Omega-3 vardır.

http://www.kadin.ca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder